4 Ekim 2016 Salı

Beklan Bey Anısına, 2016

Bugün Beklan Bey için bir şeyler yazmak istedim. Çünkü unutuyoruz. Nereden geldiğimizi, nereye yol aldığımızı, bağlı olduğumuz kökleri unutuyoruz. Bizi bağımsızlaştıran kökler bunlar aksine, bizi körleştiren uğultulara kulak tıkamamızı ve cesaretle devam etmemizi sağlayan kökler bunlar. Yeri geldiğinde unutmamıza bile izin veren.... Her şey bir ise... Ben Beklan Beyden ayrı değilmişim gibi geliyor... Hayatımın bir döneminde temas kurduğum için, hayatımın türlü dönemlerinde bilerek ya da bilmeyerek andığım, tekrarladığım, yinelediğim şeyler için... Onlar yüzünden... Keşke daha fazla zaman alabilseymişim... Keşke... Ama yine de bu bir hayıflanma değil, bir tür özlem, bir tür kalbe dokunuş... Bir gün öyle demiştim, Artaud'dan ödünç alarak "yürek atleti"... Bu sıralar aklıma gelen ve ama saçma diye, yersiz diye, olmaz diye, gereksiz diye.. diye diye unuttuğum ve belki görmezden geldiğim her şeyi yapmaya uğraşıyorum. Söz verdim kendime. Bu söz de bile şimdi şu yazıya dönüşen, aktarabildiğim hislerimde de Beklan Beyden bir gün bana geçmiş anıların izlerinin yer aldığını hissediyorum. Neden bilmiyorum, ama öyle. Belki de sırf Sevincin paylaştığı anma haberini görür görmez aklımdan, kalbimden, niyetimden geçeni yapmayı başarabildiğim için... Bir şekilde birbirimizle temastayız, birbirimizin öncesi ve sonrasıyız... nefes, haykırış, bir gölgeye dönüşen ani çırpınma, yerden yükselen hışırtı, mekanı bütünüyle dolduran sessizlik, birileri gider, birileri kalır, birileri... hep sevdiğim sözler var, derler ki insanlar hayatımıza girerler ve çıkarlar, aynı bir ağacın dallarının uzamasından farksız... sadece bunu bilmek, bunu hissetmek bile... yine hep sevdiğim sözleri yinelemek geliyor içimden... kökten sanatçıya özsu akar, gözlerine akar. böylelikle sanatçı ağaç gövdesi olarak durur. akışın gücüyle hırpalanmış ve kışkırtılmış sanatçı, görüsünü yapıtına dönüştürür. dünyanın gözü önünde, ağaç dallarının zamanda ve mekanda açılıp yayılması gibidir sanatçının yapıtı. ... kendine ayrılmış yerde durarak o, ağaç gövdesi, derinlerden kendisine geleni toplamak ve aktarmaktan başka bir şey yapmaz. ... geçmesine izin verir. ... ve dallardaki güzellik ona ait değildir. o sadece bir kanaldır. Bir gün varlık Beklan Beyde kendini gösterdi, bir gün varlık bende, evrende kendini gösterdi. iyi ki olmuşsunuz Beklan Bey, bildiğim haliyle siz... beni sabırla dinleyen herkese, her şeye teşekkür ederim. ki bir açıdan unutmanın da bir anlamı yok, eğer geçip gidiyorsak, ve dağılıp toplanıyorsak, görünüp kayboluyorsak... şimdi buradayız, bulunuyoruz...