21 Aralık 2019 Cumartesi

“Gerçekle Kurmaca Arasında” Mektup


Bu metin/mektup Nora Tataryan yürütücülüğünde 27 Temmuz 2019 tarihinde İstanbul, Salt Beyoğlu’nda gerçekleşen “Gerçekle Kurmaca Arasında” adlı atölyede yazılmıştır. Yazının kurmacası,  kaynağını atölye boyunca konuşulan konulardan kimi sözcükleri vurgulayarak, çalışma mekanının ve yazan olarak benim o anki fiziksel ve ruhsal koşullarımın gerçekliğini de taşıyarak oluşmuştur. Daha uzun bir süre çalışabilmek ve performatif unsurları da ekleyerek bir monolog yaratabilmek heyecan verici olurdu. Bu hissi yakalayabildiğim için Nana Tataryan’a ve katılımcılara ayrıca teşekkür etmek isterim.

-------

Biriciğim,

Hayal gücümü zorluyorum. Senin istediğin gibi. Dostum, kardeşim, kız kardeşim! Bunların hiçbirini bilmiyordum. Olanlar aklımı başımdan alıyor. Felaket! Felaket! Tıpkı senin dediğin gibi. Yine de inanamıyorum. İnanmak için hayal gücümü zorluyorum. Odamda kilitli kaldım. Dışarıda çok gürültü var. Yazmak beni gürültüden ve içimdeki gümbürtüden kurtarabilir mi? Hele sana yazmak!? Zavallı şey! Seni dün toprağa vermedim mi? O sen miydin? Ellerimle toprağı kazmadım mı? Tırnaklarımın arasındaki bu şeyler… Koku, o koku beni kör etmedi mi? Pencereden dışarı bakmaya cesaret ediyorum. Kulübenin yıkık duvarının yanında, siyah uzun elbisesiyle durup, sakin ve her nasılsa umutla parıldayan gözlerle bana bakan sen misin? Nerdesin kardeşim? Nerdesin? Susadım. Su yok. Acıktım. Ekmek yok. Üşüyorum. Peki onca insan! Biliyorum ölüler artık konuşamaz. O zaman susamak ve acıkmak gibi saçma dertler neden aklımı kurcalasın?! Hepsini öldürdüler. Bu cümlenin üstünü çizdim. Her şeyi yeni anlıyorum. Bunu da çizdim. Üstünü çizmek onları geri getirmeyecek… Yine penceredeyim… O sensin işte! Koşarak uzaklaşan ve uzun bir yolun ortasında gözden kaybolan…

Daima senin,
E.