Yenildiğim anlarda
artık her şey değişiyor.
Anlamsızca.
uyumsuz bir akışın kopup 
getirdiği hıçkırıklara benziyorum.
Betim benzim ziftsel bir bulamaca yoğruluyor
ve çağrışımsal bir hayal kırıklığında dolanıp duruyorum.
Oysa tarifsiz bir keyif 
kafeinsiz bir uykunun tadına varmanın umudu
yüreğimde saklı kalıyor.
Ne zaman ağzımı açsam
kanlı bir bıçak mühürlüyor hokka dudaklarımı
sözcüklerimden sonra.
Yenildiğim anlarda
bir daha olmayacağını düşündüğüm 
anların sahipsiz bırakamadığım perisiysem ben?
ama
eteğimden sarkan ipliklere takılıp kalacak bir çakıl yığının 
ensemden aşağı tüylerimi dikenlediğini duymaktan 
bıktım.
Yaşlanmaktan değil,
o şarkıda duyduğum gibi belki de eskimektir benim korkum.
Olamaz mı?
Elimden kayıp gitmeye dur deme isteyi kucaklarken beni,
kemirgenlerin zamanımı, esinimi ve heyecanlarımı
Alıp götürmesiyle yarık yarık
Doldurduğum derinlerimin
Mezarlara dönüşüvermesi kaosun ta kendisi değilse ne?
Oysa beklemeyi bilemez miyim?
Yenildiğim anlarda
Sahip çıkamadığım eski coşkuların ürpertisi
Damarlarımı ele geçirmeden.
14/06/04
 
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder